- Savaş bitmiş Avrupa'da diktatörlükler yıkılmıştı.her yerden demokrasi talebi yükselirken Türkiye'de de bir ilk gerçekleşmişti.yani çok partili ilk seçim.ancak şeffaflıktan o kadar uzaktı ki sonuçlara müdahale edildiği ayyuka çıkmıştı.nasıl çıkmasındı ki?seçimdeki yöntemin adı açık oy gizli dasnikti.pek çok sandık başında jandarmalar bulunuyordu.kimin hangi partiye oy attığı açıktı ama oy sayımı kapalı yapılıyordu.CHP iktidarını koruyordu..sandıklar bir kez daha tozlu raflardan indirildiğinde takvim yaprakları 14 mayıs 1950'yi gösteriyordu.yeni seçimle eski adet kalkmış vatandaşın oyunu kime attığını Allah'tan ve kendisinden başka kimse görmüyordu.oyların sayımı açık yapıldı.iktidar ile muhalefet yer değiştirmişti.Demokrat Parti 415 millet vekili çıkarmış CHP ise sadece 69 millet vekiliyle yetinmişti.bu sonuç uzun zamandır iktidarı elinde tutan portresi devlet dairelerinden kıraathanelere kadar baş köşede asılı duran paraların üzerinde resmi yer alan İsmet İNÖNÜ için yıkım olmuştu.ancak durum bununla sınırlı kalmayacaktı.sürekli gerginlik yaşadığı Celal BAYAR'a ikbal yolu açılmıştı.Celal BAYAR köşke çıkarken 66 yaşındaki İNÖNÜ artık sadece millet vekiliydi.O ki genç cumhuriyetin kurucularından biriydi.ama artık ne cumhurbaşkanı nede başbakandı.BAYAR hükümeti kurma görevini Adnan MENDERES'e verdi.ancak iktidar mücadelesi daha bitmiş değildi.birileri milletin yüreğini yakacak yangın için odun toplamaya başlamıştı.Baş vekil MENDRES'in tebrikleri kabul merasiminde telaşlı bir şekilde kendisiyle görüşmek isteyecek subayların anlatacakları vahimdi.Bir grup asker halkın iradesini sindirememiş soluğu milli şef İNÖNÜ'nün yanında almıştı.muhalefet liderine seçimleri yok sayıp iktidarı kendisine teslim edeceklerini sölüyorlardı.tehlikenin büyüklüğünü farkında olan Celal BAYAR'ın tavsiyesiyle hükümet TSK içindeki darbe yanlısı isimleri tespit etmişti.hükümet tehlikeyi şimdilik atlatmıştı ama uykuya yatan hücrenin vazgeçmeye niyeti yoktu.
- Uzunca bir süredir hoparlörlerden yükselen bir garip ses maneviyat ağacının köklerinde testerenin dişleri misali derin oyuklar açıyordu günde beş defa.demokrat parti muhalefet günlerinden itibaren halkla temas ettiği her ortamda aynı taleple karşılaşıyordu.bu isteğe kayıtsız kalamayan MENDERES hükümeti iktidarının ikinci ayında ezan-ı muhammedinin orijinal haliyle okunmasına imkan tanıdı.bazı subaylar hatıratlarında ezan orijinaline döndüğünde darbe yapmaya karar verdik diyorlardı.
- CHP 1954 seçimlerinde halkın Demokrat Partiye haddini bildireceğini düşünüyordu ancak halkın tercihi bir kez daha DP olmuştu.dahası oylarını da artırmıştı.1950'de 415 millet vekiliyle meclise giren DP 1954 seçimlerinde millet vekili sayısını 502'ye çıkarmıştı.yetmişine dayanan milli şef bir kez daha mağlup olmuştu.memleketin görünen gündeminde kalkınma ve atılım varken kapılar ardında tezgahlanmaya başlanan oluşumun adı CUNTA'ydı.DP'nin iktidara geçmesinin hemen sonrasında 1955'te dünya izleri yüzyıllar boyu silinmeyecek bir faciaya tanık oluyordu.adı 6-7 eylül olaylarıydı.her şey Kıbrıs'ta yaşananlarla başladı.Rumların Kıbrıs'lı Türklere baskı uygulamasını Türkiye'de yakından takip ediyordu.6 eylül'de devlet radyosu ATATÜRK'ün Selanikteki doğduğu evde bomba patladığını duyurdu aynı gün İSTANBUL EXPRES gazetesi ikinci baskı yapmış manşetinde atamızın evi bombalandı başlığını atmıştı.normalde 20 bin satan gazete o gün 290 bin basmıştı.Atatürk'ün bombalanan evini gösteren birde resim yayımlamıştı.fakat o fotoğrafın o kadar hızla ta Selanikten gelmesi mümkün değildi.o fotoğraf daha önceden çekilmiş ve hazırlanmış bir durumdu.kağıt matbaa imkanlarının sınırlı olduğu bir dönemde o gazete bu kadar kağıt stokunu nereden bulmuştu?bu sorular o gün tartışılamadı.galeyana getirilmiş kalabalık grupların bunu düşünmesi de istenmiyordu.daha gazetedeki mürekkep kurumadan İstanbul'da yağma başladı bir anda ortaya çıkan grupların ellerinde tek elden çıktığı belli sopalar vardı.bu kadar kısa süre içinde böylesine kalabalık gruplar nasıl organize olmuşlardı?.kalabalık gruplar Rumların ve azınlıkların mallarını yağmalamaya başladılar.ondan fazla insan ölürken tecavüze uğrayanların sayısı iki yüzü buluyordu.peki bu olayların arkasında kim vardı?kim planlamıştı?gazeteci yazar Fatih GÜLLAPOĞLU hürriyet gazetesinde çalışırken Özel Harp Dairesi eski adıyla seferberlik tetkik kurulu eski başkanı Sabri YİRMİBEŞOĞLU ile yaptığı bir röportajda YİRMİBEŞOĞLU şöyle diyordu.bu iş Özel Harp Dairesi işidir muhteşem bir örgütlenme değil miydi?amacına da ulaşmıştı zaten özel harp te yani Mukavemet Teşkilatında bir kural vardır.halkın mukavemetini artırmak için düşman yapmış gibi bazı değerlere sabotaj yapılır.bunu daha öncede Kıbrıs ta cami yakarak yaptık diyordu.ordu içindeki gizli ordu olarak adlandırılan Özel Harp Dairesinin bölge başkanlıklarının sayısı 1954 yılında 14 iken 1960 askeri darbesi öncesinde bu 35'çıkmış sonrasında bu sayı yeniden düşürülmüştü.ne ilginçtir ki 1980 darbesi öncesinde de bu sayı tekrardan 27'ye çıkacaktı.ÖHD çalışma prensibiyle hep gündemde kaldı.kurumun başında askerler vardı ama gizli görevli siviller ÖHD çalışanları arasındaydı günlük hayatta başka bir iş yapar gibi görünseler de asıl meslekleri özel harp dairesinin sivil uzantıları olmalarıydı.
- 6-7 eylül sona erdiğinde önemli dikkat çekici olaylar ortaya çıkmıştı.yunan hükümeti bombayı attıkları iddiasıyla iki türkü yakalamıştı.Oktay ENGİN ve Hasan UÇAR.olayın soruşturulması bir yana dursun Oktay ENGİN daha sonraki yıllarda vali olacaktı.6-7 eylül olayları açık bir mesaj veriyordu Demokrat Parti halkı koruyamıyor.Demokrat Partinin bu defa iktidarı kaybedeceğini düşünüyorlardı ama MENDERES 1957 seçimini de kazandı.darbe planlarının ayarlamaları yapılırken bir girişimi binbaşı Samet KUŞÇU ihbar etti.1958'de yaşanan bu olayda ne yazık ki yargılanan kendisi oldu meslekten ihraç edildi.o gün patlak veren 9 SUBAY olayının üstüne gidilmemesi cuntacıların elini kuvvetlendirmişti.kendilerini Milli Birlik Komitesi olarak adlandıran cuntacılar ağlarını yavaş yavaş örmeye başlamışlardı.
- Cunta milletin göz bebeği Türk Silahlı Kuvvetlerine tamamen sızmıştı.artık gün sayıyorlardı.MENDERES kuşatılmışlık içinde olup biteni anlamaktan uzak bir şekilde memleketin karşılaştığı problemlerin demokratik yollarla çözülebileceğine inana dursun sandıktan ümidi kesenler çözümü başka bir tarafta görmüş şimdi şartların olgunlaşmasını bekliyorlardı hemde İsmet İNÖNÜ önderliğinde.tarihsiz talihsiz açıklamalara zamanı hızlandırmak isteyen sözlere şahitlik ediyordu.İnönü meclis kürsüsünden şöyle sesleniyordu;arkadaşlar şartlar tamam olduğunda ihtilal milletler için meşru bir haktır.bu yolda devam ederseniz sizi bende kurtaramam.
- Sokaklarda kıraathanelerde fısıltı gazeteleri kara propaganda faaliyetlerine başlamış akıl almaz iddialar konuşulur olmuştu.bunlardan bir tanesi KARS ve ARDAHAN'ın para karşılığı Ruslara satıldığı iddiasıydı.darbeyi meşru bir zemine oturtmak isteyenler sokaklarda huzursuzluk olursa bunun mümkün olacağını biliyorlardı.gazeteler olması gereken objektiflikten çoktan uzaklaşmış masa başlarında tertip edilen haberlerle halkın bakışı bulandırılmaya,hükümet yönlendirilmeye ve hata yapmaya zorlanıyordu.gazeteler basına sansür,tutuklu gazeteciler,memleket elden gidiyor,anayasa ihlal ediliyor,iltica geliyor yaygarasıyla hükümeti hedef gösteriyordu.sadece DP ve Menderes değil dini,diyaneti ve devrin masumlarını da hedef alıyorlardı.
- Artık cuntacılar hazırlıklarını tamamlamış gün sayıyorlardı.peki bu girişimde halkın tepkisi ne olacaktı?halk Menderesi seviyordu nitekim bunu sandıkta göstermişlerdi.darbeciler silahları halka doğrultmanın hesabını yapmışlardı ama yine de milleti karşılarına almak istemiyorlardı.
- Yapacaklarını halk kamuoyunda ve dış devletler nezdinde meşru göstermenin yolu şüphesiz halk desteğinden milleti sokaklara dökmenin en kolay yolu ise üniversite gençliğinden geçiyordu.gençlik hareketleri adı altında oluşturulan sokağa dökme operasyonu için Ankara'da harp okulu İstanbul'da üniversite pilot bölge seçilmişti
- İstanbul üniversitesinde polis taşlanıyor yuhalanıyordu gözaltına alınanlar daha sonra arka kapıdan bırakılıyorlardı.meşhur harbiyeliler yürüyüşünün ardından darbe söylentilerini sağır sultan bile duymuştu.
- Mayısın 26'sını 27'sine bağlayan gece cuntacılar uyumamıştı.gece 03:30 sularında tankların paletleri dönmeye başladı.İstanbul ve Ankara'da harekete geçen cuntacılar daha sonrada olduğu gibi önce silah arkadaşlarına ve komutanlarına yöneldiler ya ikna edilecekler yada etkisizleştirileceklerdi.
- Genel kurmay başkanı Güçlü ERDELHUN'u tutukladılar.evine tutuklama için giden üsteğmen artık o devirler bitti diyerek genel kurmay başkanını tokatlıyordu.cuntacıların kurduğu Milli Birlik Komitesi,bakanları,hükümet üyelerini ve DP yöneticilerini tek tek tutukladı.darbe yapıldığı tüm yurtta yankılanırken olayı radyodan dinleyen BAYAR'ın tutuklanarak harp akademilerine getirilmesi uzun sürmeyecekti.Menderes ise darbeyi Eskişehir'de öğrenmiş Kütahya'ya hareket etmişti.kütahya DP'nin meclise girdiği 1946 seçimlerinde Menderesi vekil olarak Ankara'ya göndermişti şimdi aynı Kütahya Menderesi Yassı adaya uğurluyordu.cuntacılar orduyu ve hükümeti tamamen ele geçirmişti.meclisin fesh edildiğini ve bütün siyasi faaliyetlerin durdurulduğu tebliğinde bulundular.sokağa çıkma yasağı ilan edildi.ancak ne var ki yasağa rağmen dışarıda sevinç gösterileri yapan CHP'lilere bırakın uyarı yapılması gösterilerine devam etmeleri için destek dahi veriliyordu.
- 3.ordu komutanı Ragıp GÜMÜŞPALA'nın şayet darbeyi yapanların rütbesi benimkinden düşükse ordumla Ankara'dan yürüyerek isyancıları tutuklayacağım açıklamasının üzerine özel bir uçakla emekli orgeneral Cemal GÜRSEL İzmir'den İstanbu'la Milli Birlik Komitesinin başına getirildi.
- Devlet erkanı erlerin teğmenlerin elinde oyuncak yapılmış dün devleti yöneten insanların onurlarıyla oynanıyor savaş esirine yapılmayacak aşağılamalar genelkurmay başkanına Çanakkale gazilerine reva görülüyordu.darbe yapan cunta genelkurmay başkanının rütbelerini sökerek erlere tekmil verdiriyordu.devlete onlarca yıl hizmet etmiş insanlara akıl almaz işkenceler ediliyordu.sanıklara düşükler yakınlarına kuyruklar diye lakap takmışlardı.yassı adada yaşananların sadece bir kısmı dışarıya taşmaya başlamış bu kadarı bile halkı huzursuz etmeye yetmişti..işte bu maksatla düşükler yassı adada filmini çekmiş maksat sanıkların rahatları yerinde görüntü vermişlerdi ancak o filmde dahi insanları aşağılamayı unutmamışlardı.milletin tepkisini sınamak isteyen cunta halkın rahatsız olduğunu fark edince filmi yayından kaldırmıştı.halkın bu tepkisi karşısında milletin içinde oluşabilecek bir mukavemetin önüne geçebilmek için Menderes iktidarını bir cani gibi gösterdiler.öğrencilerin öldürülüp kıyma makinasında öğütüldüğü yalanları darbeden sonra manşetleri süslemişti.
- 14 ekimde başlayan yargılamada 19 dava gündeme geldi,ama mahkeme sonu belli tiyatrodan başka bir şey değildi.bunun en büyük itirafçısı da mahkeme başkanıydı.hukuk hukuk değil,metot metot değil,hakimler hakim değil her şey tam bir felaketti.
- Yassı ada mağdurları aileleri ile görüştürülmüyorlardı öyle ailelerine ve avukatlarına otellerde yer bile verilmiyordu.yargılama süresince Menderes ailesiyle tek bir defa görüşemezken avukatıyla sadece bir defa sadece yarım saatliğine görüşmüş avukatın müvekkilinin söylediklerini not etmesine dahi izin verilmemişti.halbuki daha sonraki yıllarda 30-40 bin kişinim ölümüne neden olan bölücü başı apo aynı yerde avukatlarıyla istediği zaman görüşmüş ziyarete gelen ailesine misafirhaneler tahsis edilmişti.
- Tabi ki burada amaç sanıkları yargılamak değil başta Menderes ve Bayar'ı küçük düşürmekti davaların isimleri bile ya iftira yada intikam hesapları yapıldığını ortaya koyuyordu.köpek davası,dolandırıcılık davası,bebek davası vb.11 ay süren davalarda bir hukuk cinayeti bir insanlık suçu işlendi.gün yüzüne çıkan kayıtlarda Menderes ile mahkeme başkanı arasında geçen diyalog her şeyi özetliyordu.mahkeme başkanı selim BAŞOL'un devleti yönetenleri azarladığını duymayan kalmamıştı BAŞOL tutukluluk şartlarına itiraz eden MENDERES ve arkadaşlarına sizi buraya tıkan kuvvet böyle istedi diyordu.
- Mahkeme adı altındaki bu eziyet ve aşağılamalar her geçen gün devam ediyordu.Dövülmelerin ve işkencelerin boyutları artmış ve artık insanlar ölmeye başlamışlardı.
- 15 eylül 1961'e gelindiğinde sözde yüksek adalet divanı 15 sanık için idam kararı verdi.Menderes sağlık sorunlarından dolayı mahkemeye gelemedi ve son savunmasını yapamadı.cunta 16 eylül sabahı ilk infazları gerçekleştirmeye başladı.idam sehpasına ilk çıkarılan isim Hasan POLATKAN oluyordu.POLATKAN mahkemeye 175 sayfalık savunmasını miras bırakıyordu.ardından Fatim Rüştü ZORLU idam sehpasına çıkarıldı.Zorlunun ailesine yazdığı tek bir mektup vardı.Adnan MENDERES rahatsızdı yataktan kalkacak mecali yoktu.ama cunta milletin iradesini idam sehpasına götürmeye kararlıydı.Menderes'i ilaçlarla ayağa kaldırdılar hastalıklarla yüz yüze olan Menderes'e sağlıklı raporu verdiler.hastaneye götürüyoruz denen Menderes idama sürüklenirken arkasından gelen güruh o karede görünmek istemiyordu.Menderes'in idamdan önceki son isteği dini telkin için imamla yalnız kalmaktı.ama ona bunu da çok gördüler.Menderes'in son sözleri şu oldu;HAYATA VEDA ETMEK ÜZERE OLDUĞUM ŞUANDA DEVLETİM VE MİLLETİME EBEDİ SAADETLER DİLERİM.BU ANDA KARIMI VE ÇOCUKLARIMI ŞEFKATLE ANIYORUM.Menderes daha fazla acı çeksin istiyorlardı.ipi canını bir defada çıkarmayacak şekilde ayarladılar.ruhunu teslim edecekken yere indirilen Menderes tekrar yukarı çekiliyordu.bu hareket bunun gibileri yüz defa assan azdır diyen savcı EGESEL'in talimatıyla üç kez tekrarlandı.darbeciler ve Milli Birlik Komitesi amacına ulaşmış milletin iradesini Menderes iktidarını al aşağı etmişti.Menderes'in ölümünden sonra ortaya çıkan kayıtlardaki sözler komitecilere cevap niteliğindeydi.
- SİZLERE DARGIN DEĞİLİM.SİZİN VE DİĞER ZEVATIN İPLERİNİN HANGİ EFENDİLER TARAFINDAN İDARE EDİLİĞİNİ BİLİYORUM.ONLARA DA DARGIN DEĞİLİM KELLEMİ ONLARA GÖTÜRDÜĞÜNÜZDE DEĞİNİZ Kİ.ADNAN MENDERES HÜRRİYET UĞRUNA KOYDUĞU BAŞINI 17 YIL EVVEL ALMADIĞINIZ İÇİN SİZLERE MÜTEŞEKKİRDİR.İDAM EDİLMEK İÇİN ORTADA HİÇ BİR SEBEP YOK.ÖLÜME METANETLE GİTTİĞİMİ SİLAHLAR GÖLGESİNDE YAŞAYAN KAHRAMAN EFENDİNİZE ACABA SÖYLEYEBİLECEK MİSİNİZ? ŞUNU DA SÖYLEYEYİM Kİ MİLLETÇE KAZANILACAK HÜRRİYET MÜCADELESİNDE SİZİ VE EFENDİNİZİ 1950'DE OLDUĞU GİBİ YİNE KURTARABİLİRDİM.DİRİMDEN KORKMAYACAKTINIZ AMA ŞİMDİ MİLLETLE EL ELE VEREREK ADNAN MENDERES'İN ÖLÜSÜ EBEDİYETE KADAR SİZİ TAKİP EDECEK VE BİR GÜN SİZİ SİLİP SÜPÜRECEKTİR.BUNA RAĞMEN MERHAMETİM SİZLERLE BERABERDİR.
Gözü dönmüş cuntacıların istediği daha fazlaydı.cunta öyle vicdansızca hareket etmişti ki Menderes'i idam etmekle kalmamış cellatların parasını da aileden tahsil etmişti.dış güçlerin piyonu cuntacılar öyle korku salmışlardı ki 1965 yılına kadar hiç bir yatırım yapılmamış üretim tamamen durmuştu.şimdi sıra darbeye destek verenlere dağıtılacak ganimete ve muhaliflere verilecek cezalara gelmişti.darbeyi yapanlar ekonomik çıkar sağlamak için ellerinden geleni yaptılar.27 mayıs emir komuta zincirinde olmamıştı.TSK içine sızan bir grup azgın azınlığın işiydi.cunta hemen faaliyete geçti.kendi fikirlerine ters mütalaa eden tam 235general,albay,yarbay,binbaşı rütbesinde 3500 subayı ordudan uzaklaştırdı.peki emekliye sevk edilen personelin primleri için para nereden bulunacaktı?darbeyi yapan cunta ülkeyi tamamen ceza evine çevirmişti.özgürlükleri rafa kaldırdılar.öyle ki Menderes'in avukatı sırf yassı adayı hatırlatır diye ada sahillerinde şarkısını yasakladıklarını anlatıyordu.silahların namluları millete çeviriliydi.dipçikler altında ezilen vatandaştı.darbeciler öyle hezeyan içindeydi ki düşman belledikleri herkesi bertaraf etme peşindeydiler.cuntacılar millet iradesinin üstünden silindirle geçmişti.üniversite,bürokrasi ve yargıda ceza ödül prensibiyle görevden uzaklaştırmalar yerlerine terfiler geldi.darbeciler kendi fikir ve yapısında olan kişileri istediği yerlere yerleştirdi.diğer bir ifadeyle tüm etkin kadroları ele geçirdiler.öyle ki bürokraside yükselme ihtimali olan Anadolu insanlarının tamamını silmişlerdi.meclis açıldığında herkes payına düşeni almıştı.ganimet paylaşımında aslan payı tabi ki darbenin çekirdek kadrosunun olacaktı.darbeciler ülkenin geleceğine müdahalenin tohumlarını da atmış oldular.müdahalelere dayanak olan TSK iç hizmetleri kanununun 35.maddesi en başta geleniydi.yıllar yılları kovaladı 27 mayısın içinde fiilen yer alanlardan bazıları darbenin çözüm olmadığını savunacaklardı.meclisin açılmasıyla darbeciler köşelerine çekilmiş gibi görünse de çoktan hücrelere yayılan virüs nüks etmek için zaman kolluyordu.yassı ada daha sonra tarihin tanık olacağı başka cuntacıların yetiştiği adeta bir darbe okulu olmuştu.gençliklerinde bu darbeye müdahil olmuşlar daha sonraki darbede de rol aldılar.12 eylülcüler 28 şubatçıların hepsinin kökeni 27 mayısa dayanır.
- Zaten yeniden harekete geçmeye uygun sistemi çoktan oluşturmuşlardı.darbeciler baştan bir anayasa hazırladılar bu ilk darbe anayasasıydı.61 anayasası millet iradesine yeni ortaklar getirmişti.seçimler vardır ama pekte önemi yoktur.çünkü seçim sonrasında yapılacak olan icraatları denetleyecek kurumlar tahsis edilmişti.geride bıraktıkları sadece darbe anayasası değildi.siyasi partileri kapatan ve meclisin çıkardığı kanunu iptal etme yetkisine sahip ANAYASA MAHKEMESİ 1960 darbesiyle kuruldu.yassı ada hukukçularının hepsi adalet sisteminin en üst makamlarına getirildiler.siyasete müdahale imkanı sadece Anayasa Mahkemesi kararıyla olmadı.Milli Güvenlik Kuruluda 61 darbesinden sonra hayatımıza girdi.Milli Güvenlik Kurumu toplantıları hükümetlere göz dağı verilen yer oldu.askeri vesayeti siyasetin içine yerleştirmişlerdi.darbeleri yapanlar sivil mahkemelerden korktuklarından dünyada eşi benzeri olmayan bir uygulamaya imza atıp ASKERİ YARGITAY'ı açtılar.cunta halkı kurtardığını öne sürmüştü.ancak özgürlükleri kısıtlamakla kalmadı Türkiye'ye ekonomik anlamda da büyük darbe indirdiler.ülkeye onlarca yıl kaybettirdiler.AB'nin temeli olan ortak pazarla ilişkileri tamamen bitirdiler.idamlar üzerine AB üst düzey yöneticileri biz dün görüşüp anlaştığımız insanları idam edenlerle görüşmeyiz diyerek Avrupa'nın kapılarını kapadılar.bu ekonomik büyüme kapısındaki Türkiye ye büyük zarar verdi.
- Rabbim bu ülkeye bir daha böyle acılar yaşatmasın duaları edilirken başka felaketlerin ne yazık ki temelleri çoktan atılmıştı.
21 Şubat 2015 Cumartesi
27 MAYIS DARBESİ
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder